Parkinson Hastalığı ve Parkinsonizm
Parkinson hastalığı da dahil olmak üzere, bu hastalığın belirtilerinin hemen hemen aynısının görüldüğü, ancak farklı nedenlere bağlı olarak gelişen çok sayıda hastalık “Parkinsonizm” başlığı altında toplanır. Genel olarak deneyimli bir nörolog, hasta ve yakınının verdiği ayrıntılı hastalık öyküsü ve muayene bulgularına dayanarak, Parkinson hastalığı ile parkinsonizm tablolarını birbirinden ayırt edebilir. Ancak, bu gruptaki hastalıklar Parkinson hastalığına o kadar benzer ki, bazen bu konu ile ilgili uzman hekimin bile yalnızca muayene bulguları ile karar vermesi güç olabilmektedir. Böyle durumlarda bazı laboratuar veya röntgen incelemeleri gerekebilir. Yabancı kaynaklara bakıldığında, yaşamında Parkinson hastalığı tanısı almış hastaların vefat ettikten sonra yapılan beyin otopsilerinde, yaklaşık % 20 hastada Parkinson hastalığı tanısının doğru olmadığı ve diğer parkinsonizmlere ait bulguların bulunduğu görülmektedir. Bu nedenle önce parkinsonizmlerden kısaca söz etmeyi, daha sonra Parkinson hastalığını daha ayrıntılı biçimde ele almayı uygun bulduk.
da dahil olmak üzere, bu hastalığın belirtilerinin hemen hemen aynısının görüldüğü, ancak farklı nedenlere bağlı olarak gelişen çok sayıda hastalıkbaşlığı altında toplanır. Genel olarak deneyimli bir nörolog, hasta ve yakınının verdiği ayrıntılı hastalık öyküsü ve muayene bulgularına dayanarak, Parkinson hastalığı ile parkinsonizm tablolarını birbirinden ayırt edebilir. Ancak, bu gruptaki hastalıklar Parkinson hastalığına o kadar benzer ki, bazen bu konu ile ilgili uzman hekimin bile yalnızca muayene bulguları ile karar vermesi güç olabilmektedir. Böyle durumlarda bazı laboratuar veya röntgen incelemeleri gerekebilir. Yabancı kaynaklara bakıldığında, yaşamında Parkinson hastalığı tanısı almış hastaların vefat ettikten sonra yapılan beyin otopsilerinde, yaklaşık % 20 hastada Parkinson hastalığı tanısının doğru olmadığı ve diğer parkinsonizmlere ait bulguların bulunduğu görülmektedir. Bu nedenle önce parkinsonizmlerden kısaca söz etmeyi, daha sonra Parkinson hastalığını daha ayrıntılı biçimde ele almayı uygun bulduk. PARKİNSONİZM NEDİR?
Parkinsonizm kelimesi belli bir hastalıktan çok, değişik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan bir dizi belirtiyle tanınan bir çok hastalığı çağrıştırır. Bunlarda da Parkinson hastalığında görülen belirtiler dikkati çeker; örneğin, uzuvların titremesi, vücut hareketlerinin yavaşlığı, kasların sertliği, öne eğik duruş şekli, küçük adımlarla ve ayaklarını sürüyerek yürüme, hızlı ve monoton konuşma vb. Ancak, parkinsonizm tablolarında Parkinson hastalığı belirtilerinin yanı sıra, sıklıkla beynin başka bölümlerinin de etkilenmesi sonucu çok sayıda ek belirti mevcuttur. Bu hastalıkların nedenleri farklı olduğu için tedavileri de değişik olabilmektedir. Kimisi tamamen iyileşme gösterirken, kimisi hızlı bir seyirle ağırlaşabilmektedir. Bu nedenle bir parkinsonizmli bir hasta görüldüğünde esas sebebin araştırılması ve kesin tanı konulması önemlidir.
Parkinsonizme yol açan nedenler:
1- İdyopatik Parkinson hastalığı: Parkinsonizm tabloları arasından en sık rastlanılan hastalıktır. Parkinson hastalığında beynin derin kısmında yer alan kara çekirdekteki (substansiya nigra) dopamin adlı kimyasal maddeyi üreten sinir hücreleri hasara uğrar ve eksilir. Bu hasara yol açan nedenler kesin olarak bilinmediği için, Parkinson hastalığı, tıpta sebebi bilinmeyen anlamında kullanılan “idyopatik” kelimesi ile anılır. Bu hücrelerin uzantıları “striyatum” (çizgili cisim) adı verilen bölgelerdedir ve burada yer alan alıcı yapılara (reseptör), salınmış olan dopamin bağlanır ve bilgiyi bir sinir hücresinden diğerine iletir. Beyinde yeterli dopamin yapılamadığı için uzuvlarda istirahat halindeyken titreme, kas sertliği, hareket yavaşlığı ve duruş bozukluğu ile şekillenen Parkinson hastalığı belirtileri ortaya çıkar.
Parkinsonizm tabloları arasından en sık rastlanılan hastalıktır. Parkinson hastalığında beynin derin kısmında yer alan kara çekirdekteki (substansiya nigra) dopamin adlı kimyasal maddeyi üreten sinir hücreleri hasara uğrar ve eksilir. Bu hasara yol açan nedenler kesin olarak bilinmediği için, Parkinson hastalığı, tıpta sebebi bilinmeyen anlamında kullanılan “idyopatik” kelimesi ile anılır. Bu hücrelerin uzantıları “striyatum” (çizgili cisim) adı verilen bölgelerdedir ve burada yer alan alıcı yapılara (reseptör), salınmış olan dopamin bağlanır ve bilgiyi bir sinir hücresinden diğerine iletir. Beyinde yeterli dopamin yapılamadığı için uzuvlarda istirahat halindeyken titreme, kas sertliği, hareket yavaşlığı ve duruş bozukluğu ile şekillenen Parkinson hastalığı belirtileri ortaya çıkar.
2- Sekonder parkinsonizm: Dopamin hücrelerinin görevini yapamaz hale gelmelerine yol açan çeşitli sebepler arasında substansiya nigrayı etkileyen damar hastalıkları veya tümörler, karbon monoksit gibi bazı kimyasal maddelerle zehirlenmeler, ansefalitler (beyin dokusu iltihabı) vb. sayılabilir. Bazı ilaçlar dopaminin bağlandığı striyatum bölgelerindeki doğal etkisini engeller, böylece dopamin kimyasal mesajını iletemez ve dopamin eksikliği varmış gibi bir sonuç doğar. Psikiyatri hastalarında kullanılan bazı ilaçlar (nöroleptikler) ile içinde rezerpin bulunan tansiyon düşürücüler ve kusmaya karşı kullanılan bir çok ilaç parkinsonizm tablosuna yol açabilir, fakat sorumlu ilacın kesilmesiyle bu durum düzelir.
Dopamin hücrelerinin görevini yapamaz hale gelmelerine yol açan çeşitli sebepler arasında substansiya nigrayı etkileyen damar hastalıkları veya tümörler, karbon monoksit gibi bazı kimyasal maddelerle zehirlenmeler, ansefalitler (beyin dokusu iltihabı) vb. sayılabilir. Bazı ilaçlar dopaminin bağlandığı striyatum bölgelerindeki doğal etkisini engeller, böylece dopamin kimyasal mesajını iletemez ve dopamin eksikliği varmış gibi bir sonuç doğar. Psikiyatri hastalarında kullanılan bazı ilaçlar (nöroleptikler) ile içinde rezerpin bulunan tansiyon düşürücüler ve kusmaya karşı kullanılan bir çok ilaç parkinsonizm tablosuna yol açabilir, fakat sorumlu ilacın kesilmesiyle bu durum düzelir.
3- Parkinson-artı sendromlar: Dopamin içeren substansiya nigra hücrelerinin yanı sıra, striyatumdaki sinir hücrelerinin de hasara uğradığı (dejenerasyon) bu hastalıklarda, Parkinson hastalığı belirtilerinin yanı sıra, beynin başka bölgelerini de ilgilendiren çeşitli nörolojik belirtiler saptanır. Bu grup içinde yer alan ve multisistem atrofi (MSA) başlığı altında toplanan hastalıklar Parkinson hastalığından farklı olarak, vücudun iki yarısını simetrik olarak tutarlar, daha hızlı ilerlerler, hastalığın erken dönemlerinde hızlı ilerleyen konuşma ve denge bozuklukları ile düşmelere yol açarlar. Bu grupta yer alan bir kısım hastada parkinsonizmin yanı sıra, hayaller ve hezeyanların eşlik ettiği bunama hali geliştiği tablolara Lewy cismi demansı adı verilir. Parkinson-artı sendromlar içinde yer alan hastalar, Parkinson hastalığının belirtilerini düzelten levodopadan başlangıçta yarar görmelerine karşın, kısa sürede ilaçtan eskisi gibi yarar görmezler. Ancak yine de günümüzde bu hastalıklara yönelik özel tedaviler bulunmadığı için, Parkinson hastalığında kullanılan ilaçlar oldukça yüksek dozlarda kullanılır.
Dopamin içeren substansiya nigra hücrelerinin yanı sıra, striyatumdaki sinir hücrelerinin de hasara uğradığı (dejenerasyon) bu hastalıklarda, Parkinson hastalığı belirtilerinin yanı sıra, beynin başka bölgelerini de ilgilendiren çeşitli nörolojik belirtiler saptanır. Bu grup içinde yer alan ve multisistem atrofi (MSA) başlığı altında toplanan hastalıklar Parkinson hastalığından farklı olarak, vücudun iki yarısını simetrik olarak tutarlar, daha hızlı ilerlerler, hastalığın erken dönemlerinde hızlı ilerleyen konuşma ve denge bozuklukları ile düşmelere yol açarlar. Bu grupta yer alan bir kısım hastada parkinsonizmin yanı sıra, hayaller ve hezeyanların eşlik ettiği bunama hali geliştiği tablolara Lewy cismi demansı adı verilir. Parkinson-artı sendromlar içinde yer alan hastalar, Parkinson hastalığının belirtilerini düzelten levodopadan başlangıçta yarar görmelerine karşın, kısa sürede ilaçtan eskisi gibi yarar görmezler. Ancak yine de günümüzde bu hastalıklara yönelik özel tedaviler bulunmadığı için, Parkinson hastalığında kullanılan ilaçlar oldukça yüksek dozlarda kullanılır.
4- Kalıtsal nörodejeneratif hastalıklara eşlik eden parkinsonizmler: Parkinsonizm içinde yer alan hastalıkların küçük bir bölümünün kalıtımla geçtiği bilinir. Bunların başında “Wilson” hastalığı gelir ki erken tanısı çok önemlidir, çünkü hastalığa özgü tedavi mevcut olup hayat kurtarıcıdır. Diğerlerinde yine Parkinson hastalığı bulgularının yanı sıra, sinir sisteminin bir çok yerinin etkilendiğini yansıtan zengin nörolojik bulgular saptanır.
Parkinsonizm içinde yer alan hastalıkların küçük bir bölümünün kalıtımla geçtiği bilinir. Bunların başında “Wilson” hastalığı gelir ki erken tanısı çok önemlidir, çünkü hastalığa özgü tedavi mevcut olup hayat kurtarıcıdır. Diğerlerinde yine Parkinson hastalığı bulgularının yanı sıra, sinir sisteminin bir çok yerinin etkilendiğini yansıtan zengin nörolojik bulgular saptanır.PARKİNSON HASTALIĞINDA FİZYOTERAPİNİN ÖNEMİ
Parkinson hastalarında tıbbi tedavinin yanı sıra beden eğitimi hareketleri de çok önemlidir. Fiziksel olarak zinde olan hastaların uzun hastalık seyriyle daha iyi başa çıktıkları bilinen bir gerçektir.
Beden eğitiminin, yapılabildiği ölçüde, özellikle kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerine olumlu etkisi vardır. Bilindiği gibi kullanılmayan kasların zamanla kitlesi azalır ve boyu kısalır (kontraktür), dolayısıyla vücudun kas yapısının korunması için beden hareketlerinin yapılması zorunludur. Benzer biçimde, eklemlerin her gün normal hareket menzilinde hareket ettirilmeleri gereklidir, aksi takdirde kullanılmayan bir eklemi kuşatan bağ dokusu sertleşir ve eklem hareket yeteneğini kaybederek kalıcı biçimde işlev kaybına uğrar. Böylece düzenli kas faaliyeti kasları ve eklemleri korur, ayrıca kalbin çalışmasına, kan dolaşımına ve akciğerlerin havalanmasına da katkıda bulunur. Bunların dışında beden hareketleri yapanlarda daha az kabızlık olur, böbrekler, idrar yolları ve mesane daha iyi çalışır. Öte yandan fiziksel faaliyet zihin için de iyidir. Kaslardaki gevşeme ve rahatlama fikirlerin olumlu yönde değişmesine de yol açar. Beden hareketlerinden sonra mutluluk hissi, kendini iyi hissetme duyguları kişiye hakim olur.
Kendi gözlemlerimize dayanarak, hastalarımız arasında düzenli olarak beden hareketleri yapanların, yapmayanlara göre günlük yaşamlarında daha hareketli olduklarını söyleyebiliriz. Beden eğitimi hareketleri özellikle alışık olmayan hastalar için başlangıçta zevksiz ve sıkıcı görünse de, bunu günlük yaşamın bir parçası olarak kabul etmeleri kendileri için yararlı olacaktır. Aile bireyleri de en az hekim kadar bu konuda destekleyici ve teşvik edici bir tutum içinde olmalıdırlar. Mesleği gereği fazla hareket eden hastaların bu bakımdan daha şanslı olduklarını belirtmekte yarar vardır.
Hastalar normal hareket açıklığına kavuşması amacıyla tüm eklem ve kaslarını her gün kısa sürelerle çalıştırmalıdırlar. Bu çalışmaların hastayı aşırı derecede yoracak kadar ağır olması ya da uzun sürmesi şart değildir. Eğer hasta tercih ediyorsa sabit duran bisiklet ya da kürek çekme aleti gibi bazı aletlerden yararlanabilir, ancak bunların aletsiz yapılan hareketlere bir üstünlüğü görülmemiştir.
Yürüme hastalar için mükemmel ve ılımlı bir egzersizdir. Yürümenin hızı, süresi ve mesafesi hastanın yetenek ve gücüne göre değişebilmekle birlikte, günde 1-2 kilometre yürüyüşün yorucu olmadığı gibi gevşetici ve canlandırıcı bir etkisi de vardır. Yürüme şehirde ya da kırsal kesimde kolaylıkla hobi şeklinde yapılabilir, veya her sabah köşedeki dükkana gidip alışveriş yapmak, dönüşte başka bir yoldan dönmek şeklinde günlük yaşamın bir parçası haline getirilebilir. Bunun dışında yüzme son derece yararlı bir spordur, ancak denge ve yürüme bozukluğu olmayan hastalara, eğer imkanları varsa yazın sığ sularda, güvenli koşullarda yüzmeleri önerilir. Eskiden beri yapmaktan hoşlandığı tenis, futbol gibi faaliyetleri varsa, hasta bunları sürdürmelidir, zira bu tür sporlarda öğrenilmiş hareketler, yürüme gibi içgüdüsel olarak yapılan hareketlere kıyasla Parkinson hastalığından daha az etkilenir.
BEDEN EĞİTİMİ HAREKETLERİ
Büyük eklemleri ve onları ilgilendiren kasları düzenli olarak günde 5-10 kez ya da daha fazla hareket ettirmek son derece zindelik kazandırır. Özellikle sabah yataktan kalkar kalkmaz yapıldığında, hasta gün boyu daha fazla hareketlilik kazanır. Parkinson hastalığı belirtileri tıbbi tedaviyle kontrol altında olan ve ağır kalp yetmezliği bulunmayan hastalara bazı basit beden eğitimi hareketleri önerilebilir.
Bu bölümde, sadece ilaç tedavisinin çözüm getirmediği öne eğik duruş, yürürken ayakları sürüme, iskemleden doğrulma zorluğu gibi Parkinson hastalarının günlük yaşamlarını güçleştiren bazı belirtilerin düzeltilmesini hedef alan egzersizlere yer verilecektir. Bu tür hareketler bir fizik tedavi hekiminin veya fizyoterapistin öngörmesi sonucu, düzenli aralıklarla yaptırılır. Hastaya bazı hareketler bir kez öğretildikten sonra -aile bireylerinden birinin gözlemi altında- hasta evde her gün kendi başına yapabilir. Eğer gerekli görülmüşse germe egzersizleri ve bazı pasif hareketler her gün ve düzenli olarak bir fizyoterapistin yardımıyla yapılabilir. Günlük yapılan egzersizlerin günlük yararı hafif olsa dahi, birikmiş yararlı etkisi haftalar sonra farkedilecektir. Hastanın kendisinin yapacağı egzersizlere aşağıda bazı örnekler verilmiştir:
Sırtüstü Yatarken Yapılacak Egzersizler Giyinme
Eğer giyinme ve soyunma hareketleriniz oldukça yavaşlamış ve uzun sürüyorsa, aşağıda sıralanan öneriler giyinmenizin daha hızlı ve kolay olmasını sağlayabilir.
Giyinmeye veya soyunmaya önce kas sertliği ve yavaşlığın daha ağır olduğu tarafınızdan başlayınız.
Ayakta durmakta zorluk çekiyorsanız bir yatağın kenarına ya da koltuğa oturarak giyininiz.
Bol ve hafif giysiler giymeyi tercih ediniz. Düğme yerine önden fermuarlı olanları seçiniz.
Bağsız ve kolay giyilen ayakkabılar seçiniz. Ayakkabı giyerken uzun saplı çekecek kullanınız.
Giyinmeden önce yakınlarınızdan giysilerinizi hazırlamasını ve bir yere sermesini isteyiniz
Yutmaya İlişkin Sorunların Düzeltilmesi
Yemek yemeğe başlamadan önce yutma işlevinin basamaklarını düşününüz: dudaklar kapalı, alt ve üst çene dişleri temas halinde, çiğnenmiş lokma dil üzerindedir. Sonra dil yukarı kaldırılır, geriye kıvrılır ve yutulur (YUKARI-GERİ-YUT).
Yutma sorununu, yemeğinizi yavaş yiyerek ve gıdayı çok ufak lokmalar halinde alarak ve çok iyi çiğneyerek bir ölçüde engelleyebilirsiniz.
Lokmaları dil ile çevirerek önce bir taraf dişlerle, sonra karşı taraftakilerle çiğnemeye gayret ediniz.
Ağzınızdaki lokmayı yutuncaya kadar ağzınıza başka bir lokma almayınız
Salya Birikmesini Önleme
Tükürüğünüzü sık aralarla yutmak için bilinçli olarak gayret sarf ediniz. Dudaklarınızı sıkıca kapatınız, tükürüğünüzü boğazınızın arkasına kaydırmaya çalışınız ve yutkununuz (YUKARI-GERİ-YUT önerisini hatırlayın).
Başınızı yukarı doğru dik tutmaya çalışınız ki tükürük boğazınızın gerisinde biriksin ve otomatik yutma hareketi kolaylaşsın.
Konuşmaya başlamadan önce ağzınızda birikmiş olan fazla tükürüğü yutunuz
KONUŞMA BOZUKLUĞUNUN DÜZELTİLMESİNE YÖNELİK ÖNERİLER
Özellikle ses zayıflaması, telaffuz bozukluğu, konuşma akıcılığında hızlanma gibi konuşma bozukluğu olan hastaların söylediklerini başkalarının anlayabilmesi bazen çok zor olmaktadır. Konuşma kaslarını en iyi şekilde kullanmayı ve böylece konuşmanın daha anlaşılır olmasını sağlayabilecek bazı egzersizler vardır. Bu çalışmalar her gün hastanın kendisi veya yakınının işbirliğiyle, düzenli olarak yapılmalıdır. Aynaya bakarak konuşmak yararlı olur, zira hasta dikkatini dudaklarının ve dilinin hareketlerine tespit eder, hatalarını görüp düzeltir. Konuşmaya başlamadan önce nefes alınmalı ve her kelimede bir duraklamalıdır. Karşıdaki kişinin zor işittiğini farz ederek dil, dudaklar ve çene güçlü bir şekilde kullanılmalıdır. Fikirler kısa ve özlü cümlelerle anlatılmalıdır. Hasta yakınları, konuşurken ses tonu giderek azalıyorsa hastayı uyarmalıdırlar. Dinlerken sabırlı bir şekilde başı sallayarak veya tasdik ederek destek verilmelidir. Anlaşılmayan kelimeleri hecelemesi istenmelidir ve anlaşılan kısmı dinleyici tekrarlamalıdır.
Sesin daha güçlü çıkmasını sağlayan egzersizler
Amaç nefes alma sıklığını arttırmak ve her bir nefes vermede söylenen kelime sayısını azaltmaktır. Normal konuşmada uygun cümleciklerde ve fikir birimlerinde nefes almak için duraklanır, daima nefes verirken konuşulur. Parkinson hastalığında ise solunum kaslarının hareketlerinin azalması nedeniyle, kelimeler arasında nefes almak için daha sık duraklama gerekmektedir.
1- Normalde farkında olmadan yapılan nefes alıp-verme eylemini istemli olarak yapmaya çalışınız. Ellerinizi karnınızın üzerine koyarak karın kaslarının nefes alıp verirken hareketini hissediniz. Bu şekilde defalarca ve düzenli bir şekilde yavaşça nefes alınız ve veriniz. Bu egzersiz için derin nefes alıp vermek gerekmez.
Normalde farkında olmadan yapılan nefes alıp-verme eylemini istemli olarak yapmaya çalışınız. Ellerinizi karnınızın üzerine koyarak karın kaslarının nefes alıp verirken hareketini hissediniz. Bu şekilde defalarca ve düzenli bir şekilde yavaşça nefes alınız ve veriniz. Bu egzersiz için derin nefes alıp vermek gerekmez.
2- Daha sonra nefes alınız ve tekrar verinceye kadar sürekli bir ses tonu yaratınız. Sesiniz kuvvetli bir şekilde devam ettiği sürece her bir ses tonunu sürdürünüz. Ses tonu giderek azalıyorsa daha fazla devam etmeyiniz.
Daha sonra nefes alınız ve tekrar verinceye kadar sürekli bir ses tonu yaratınız. Sesiniz kuvvetli bir şekilde devam ettiği sürece her bir ses tonunu sürdürünüz. Ses tonu giderek azalıyorsa daha fazla devam etmeyiniz.
- Nefes alınız “Aaaaa” deyiniz ve dinleniniz.
- Nefes alınız “Ooooo” deyiniz ve dinleniniz.
- Nefes alınız “Uuuuu” deyiniz ve dinleniniz.
Aynı şekilde diğer sesli harfleri de çıkarma talimleri yapınız. Amaç belli bir ses tonunu 15 ila 20 saniye kadar sürdürebilmektir.
3- Konuşurken hava akımını hissetmek için el ayanızı ağzınızdan yaklaşık bir karış uzaklıkta tutunuz.
Konuşurken hava akımını hissetmek için el ayanızı ağzınızdan yaklaşık bir karış uzaklıkta tutunuz.
- BİR’den ON’a kadar sayı sayınız, o sırada her sayı arasında nefes alınız. Her bir sayıyı kuvvetli, güçlü bir tonda söylemeye gayret ediniz. Aynı egzersiz alfabe harfleriyle de yapılabilir.
- Sayı dizileri söylemeye çalışınız. Her diziden önce nefes alınız.
- Nefes alınız, “BİR”
- Nefes alınız, “BİR İKİ”
- Nefes alınız, “BİR İKİ ÜÇ”
- Nefes alınız, “BİR İKİ ÜÇ DÖRT”
Dayanabildiğiniz kadar çok sayıyı arka arkaya söylemeyi deneyiniz. İki kelimeyi anlaşılır biçimde söylemek beşini söylemek için aşırı çaba sarfetmekten iyidir.
4- Nefes alınız ve sonra her bir kelimenin ayrı ayrı çıkmasına dikkat ederek kısa cümlecikler kurunuz.
Nefes alınız ve sonra her bir kelimenin ayrı ayrı çıkmasına dikkat ederek kısa cümlecikler kurunuz.
- Bir / top / ver Loş / bir / yer
- Bak / mor / taş Ne / hoş / gün
- Can / kalk / koş Gir / ve / çık
- Gül / ve / kuş Saz / ve / caz
5- Kısa cümlecikler kurarak kelimeleri bir anda akıcı olarak söyleyiniz.
Kısa cümlecikler kurarak kelimeleri bir anda akıcı olarak söyleyiniz.
- Kuş sesi Taşı at
- Eve gel Narı al
- Şuna bak Pili tak
- Topu tut Saati kur
6- Kısa cümlelerle nefes kontrolünü sağlayınız ve bölme işaretinde ( / ) ara veriniz.
Kısa cümlelerle nefes kontrolünü sağlayınız ve bölme işaretinde ( / ) ara veriniz.
- Beyaz / duvara bak Terzinin / makası
- Çalışma / zamanı Ceketi / söküldü
- Radyoyu / kapat Deniz / bize gel
- Kırmızı / başlık Elmanın / kokusu
Ses zayıflığının ve monoton konuşmanın düzeltilmesine yönelik egzersizler
Amaç konuşmanın anlamını ve anlaşılabilirliğini arttırmak üzere ses tonunun yükselip alçalması ve kelime vurgulamaları şeklinde ses yüksekliğindeki değişiklikleri kullanmaktır.
7- Sesinizi yumuşaktan daha sert tonlara doğru kuvvetlendirme egzersizleri için çok yumuşak tonda “Aaaaa” deyiniz ve ses tonunuzu giderek yapabildiğiniz kadar arttırınız. Bunu birçok kez tekrarlayınız. Egzersize başlamadan önce nefes almayı unutmayınız ve sesiniz yorulunca ara veriniz.
Sesinizi yumuşaktan daha sert tonlara doğru kuvvetlendirme egzersizleri için çok yumuşak tonda “Aaaaa” deyiniz ve ses tonunuzu giderek yapabildiğiniz kadar arttırınız. Bunu birçok kez tekrarlayınız. Egzersize başlamadan önce nefes almayı unutmayınız ve sesiniz yorulunca ara veriniz.
8- Her bir cümlecik için ses tonunuzu üç seviyede kullanarak kısa cümlecikler kurunuz ve tekrarlayınız. Sizi dinleyen kişinin farklı mesafelerde oturduğunu düşününüz: önce karşınızda, sonra odanın karşı köşesinde, daha sonra da yandaki odada oturduğunu düşününüz.
Her bir cümlecik için ses tonunuzu üç seviyede kullanarak kısa cümlecikler kurunuz ve tekrarlayınız. Sizi dinleyen kişinin farklı mesafelerde oturduğunu düşününüz: önce karşınızda, sonra odanın karşı köşesinde, daha sonra da yandaki odada oturduğunu düşününüz. KARŞINIZDAKİ DİNLEYİCİYE
- (Yumuşak tonda)
- Kitap
- Gülme
- Korkma
- Perde
- Şarkı
- Saksı
- Yemek
- Tente
- Dolmuş
ODADAKİ DİNLEYİCİYE
- (Hafif yüksek sesle)
- KİTAP
- GÜLME
- KORKMA
- PERDE
- ŞARKI
- SAKSI
- YEMEK
- TENTE DOLMUŞ
YAN ODADAKİ DİNLEYİCİYE
- (Çok yüksek sesle)
- KİTAP
- GÜLME KORKMA
- PERDE
- ŞARKI
- SAKSI
- YEMEK
- TENTE DOLMUŞ
9- Aşağıdaki kısa cümleleri 8. maddedeki gibi seslendirin.
Aşağıdaki kısa cümleleri 8. maddedeki gibi seslendirin.KARŞINIZDAKİ DİNLEYİCİYE
- (Yumuşak sesle)
- Şşşt, bebek uyuyor
- O Şule mi?
- Bir sır vereceğim
ODADAKİ DİNLEYİCİYE
- (Hafif yüksek sesle)
- KİTABIMI GETİR
- KAPIYI KAPAT
- PENCEREYİ AÇ
YAN ODADAKİ DİNLEYİCİYE
- (Çok yüksek sesle)
- KAPI ÇALIYOR
- KİM KEK İSTER?
- TELEFONA BAK
10. Bir cümle içindeki anahtar kelimelerin her birini ayrı ayrı vurgulayarak söyleyiniz. Şöyle ki aynı cümlenin her seferinde ayrı bir kelimesini vurgulayarak defalarca tekrarlayınız, anlamının nasıl değiştiğine dikkat ediniz.
Bir cümle içindeki anahtar kelimelerin her birini ayrı ayrı vurgulayarak söyleyiniz. Şöyle ki aynı cümlenin her seferinde ayrı bir kelimesini vurgulayarak defalarca tekrarlayınız, anlamının nasıl değiştiğine dikkat ediniz.
- Ben sarı kalemle yazı yazmak istemiyorum.
- Ben sarı kalemle yazı yazmak istemiyorum.
- Ben sarı kalemle yazı yazmak istemiyorum.
- Ben sarı kalemle yazı yazmak istemiyorum.
- Ben sarı kalemle yazı yazmak istemiyorum.
- Ben sarı kalemle yazı yazmak istemiyorum.
Telaffuzu düzeltmeye yönelik egzersizler
Konuşurken söylenenlerin daha iyi anlaşılabilmesi için dilin ve dudakların hareket açıklığının yeterli ve uyum içinde olması gerekir. Örneğin “D, L, N” gibi sesler daha çok dilin hareketiyle, “B, M, P” gibi sesler ise daha çok dudakların hareketleriyle çıkarılabilir. Bu hareketler yeterince yapılamadığı takdirde konuşma anlaşılmaz olabilir.
Aşağıda yer alan dil ve dudakların hareket ettirilmesine yönelik konuşma egzersizlerini bir aynaya bakarak günde 2-3 kez, yaklaşık 15 dakika süreyle yapınız.
11- Dil egzersizleri
Dil egzersizleri
- Dilinizi mümkün olduğu kadar dışarı çıkarınız ve tutunuz. Dil kaslarının gerildiğini hissediniz. Daha sonra gevşetiniz. Bu hareketleri defalarca tekrarlayınız.
- Dilinizi dışarı çıkarınız ve dudaklarınızın bir köşesinden diğerine doğru yavaşça kaydırınız ve her bir köşeye değdirerek kısa bir süre tutunuz. Daha sonra gevşetiniz. Bu işlemi defalarca tekrarlayınız.
- Dilinizi çenenize değecek şekilde aşağı doğru mümkün olduğu kadar bükmeye çalışınız ve tutunuz. Daha sonra gevşetiniz ve defalarca tekrarlayınız.
- Dilinizi dil ucuyla burnunuza değecek şekilde yukarıya doğru bükmeye çalışınız. Daha sonra gevşetiniz ve defalarca tekrarlayınız.
- Dilinizi dümdüz dışarı çıkartıp tekrar geri çekiniz ve bu hareketleri çok hızlı bir şekilde defalarca tekrarlayınız.
- Dilinizi sağ ve sol dudak köşelerine çok hızlı bir şekilde defalarca kaydırınız.
- Dilinizi çok hızlı bir şekilde dudaklarınızda gezdiriniz (dil sırasıyla üst dudak, sağ köşe, alt dudak, sol köşeye değdirilir).
- Yapabildiğiniz kadar hızlı ve anlaşılır şekilde “LA-LA-LA” deyiniz ve bir an dinlenerek defalarca tekrarlayınız.
- Yapabildiğiniz kadar hızlı ve anlaşılır şekilde “KA-KA-KA” deyiniz ve bir an dinlenerek defalarca tekrarlayınız.
- Yapabildiğinizce hızlı ve anlaşılır bir şekilde “KA-LA-KA-LA-KA-LA” deyiniz ve bir an dinlenerek defalarca tekrarlayınız.
12- Dilin gerisinden çıkarılan “k” ve “g” sessiz harfleriyle biten kelimeleri çalışınız.
Dilin gerisinden çıkarılan “k” ve “g” sessiz harfleriyle biten kelimeleri çalışınız.
- k g
- BAK TAK TUK LİG ZİG ZAG
- LAK KEK KOK GAG VOG DOG
- SIK ŞIK KAK GUG ZOG GOG
- PAK ŞOK SOK
- TIK GÖK DİK
13- Son harfleri, dilin ucuyla söylenen sessiz harflerden oluşan kelimeleri çalışınız. Bu harfler “t, d, n, l, s, z, ş, ç” dir. Dilinizin hareketini görmek için bir ayna kullanınız.
Son harfleri, dilin ucuyla söylenen sessiz harflerden oluşan kelimeleri çalışınız. Bu harfler “t, d, n, l, s, z, ş, ç” dir. Dilinizin hareketini görmek için bir ayna kullanınız.
- t d n l s z ş ç
- ÇAT KOD SAN KAL BAS KAZ KAŞ KAÇ
- SAT YAD ÇAN BAL KAS BOZ KUŞ HAÇ
- KAT ÇAD BEN MAL SOS BÜZ BAŞ KOÇ
- MAT RAD SON NAL TOS BİZ BEŞ SUÇ
- ZAT AD KAN DAL KIS SİZ KOŞ SAÇ
- ZIT OD YAN ZİL US MUZ DİŞ ÜÇ
- SÜT UD CİN FAL KÜS YAZ LOŞ İÇ
- ÜST ÖD TAN SİL YAS GÜZ MUŞ MAÇ
14- Son harfleri, dudakların hareketiyle söylenen sessiz harflerden oluşan kelimeleri çalışınız. Bu harfler “p, b, m, f, v” dir. “p, b, m” harfleri söylenirken dudaklar birbirine kuvvetle değdirilir. “f, v” harfleri alt dudak üst dişlerin altına hafifçe değdirilerek çıkarılır.
Son harfleri, dudakların hareketiyle söylenen sessiz harflerden oluşan kelimeleri çalışınız. Bu harfler “p, b, m, f, v” dir. “p, b, m” harfleri söylenirken dudaklar birbirine kuvvetle değdirilir. “f, v” harfleri alt dudak üst dişlerin altına hafifçe değdirilerek çıkarılır.
15- Dudak ve çene egzersizleri
Dudak ve çene egzersizleri
- Ağzınızı defalarca yavaşça açıp kapayınız. Bu hareketlerde dudaklarınızın tamamen kapanmasını sağlayınız.
- Dudaklarınızı kapayınız ve bir kaç saniye süreyle kuvvetli bir şekilde sıkınız. Sonra gevşeyiniz ve bu hareketi defalarca tekrarlayınız.
- Geniş bir gülümseme ile dudaklarınızı geriniz ve bu şekilde tutunuz. Yanak kaslarındaki gerilimi hissediniz ve sonra gevşetiniz.
- Islık çalar gibi dudaklarınızı büzünüz ve bu şekilde tutunuz. Dudak kaslarındaki gerilmeyi hissediniz ve sonra gevşetiniz. Bu hareketi defalarca tekrarlayınız.
- Dudaklarınızı büzünüz ve bu durumda tutunuz. Sonra gülümseyiniz.
Bu hareketi defalarca yapınız.
- Olabildiğince hızlı bir şekilde ağzınızı açıp kapayınız. Her seferinde dudaklarınızı kuvvetlice kapatmaya çalışınız.
- Yapabildiğiniz kadar hızlı bir biçimde MA-MA-MA-MA deyiniz, dinleniniz ve sonra bunu defalarca tekrarlayınız.
16- Abartılı dudak, dil ve çene hareketleriyle kelimenin sonunu vurgulamaya özen göstererek söyleyiniz. Her bir kelimeden önce nefes alınız.
Abartılı dudak, dil ve çene hareketleriyle kelimenin sonunu vurgulamaya özen göstererek söyleyiniz. Her bir kelimeden önce nefes alınız.1- MAL MÜLK MOR 2- BAK BAL BUL 3- PAY PUL PARK 4- BÜK BEN BERK 5- TOP TOST TEL 6- DOY DOL DEL 7- NAL NOT NİL 8- GEL GİT GÜL 9- KAP KEP KİR 10- BAŞ BEL BANK 11- VAR VUR VER 12- PİS PİR PEY 13- FEYZ FAS FİL 14- DAL DİL DEK 15- SAP SİLK SEK 16- KEK KAŞ KUŞ 17- LAF LEŞ LOŞ 18- KORK KÖŞK KUR 19- GEL GÖR GÜM 20- DİP DER DAR 21- ZIP ZAR ZOR 22- NEY NOT NAR 23- TAM TEL TUŞ 24- PET POT PİL 25- DAR DUR DİK
Konuşmanın hızının düzeltilmesine yönelik egzersizler
Bu egzersizlerle, her bir heceyi ve kelime sonundaki sessiz harfi telaffuz ederek tane tane, serbest bir şekilde konuşma amaçlanır. Konuşmanın kolay anlaşılabilir olması için yavaş bir tempoda konuşmak daha yararlı olacaktır.
17- Konuşma hızını kontrol etmek için hecelere ayrılmış kelimeler söyleyiniz. Nefes alınız, her nefes arasında söylenen kelime sayısını azaltınız. Son sessiz harfi iyice vurgulamaya çalışınız ve kelimeleri abartılı telaffuz ediniz.
Konuşma hızını kontrol etmek için hecelere ayrılmış kelimeler söyleyiniz. Nefes alınız, her nefes arasında söylenen kelime sayısını azaltınız. Son sessiz harfi iyice vurgulamaya çalışınız ve kelimeleri abartılı telaffuz ediniz.
- E-MA-NET AL-TIN-BAŞ
- ÇE-REZ-LİK KOR-KU-SUZ
- ZON-GUL-DAK KA-RAN-FİL
- AT-LE-TİK MÜ-KEM-MEL
- TE-KER-LEK Kİ-RE-MİT
- KA-RAM-SAR SO-KUL-GAN
18- Aşağıdaki cümlecikleri hecelere ayırarak söyleyiniz
Aşağıdaki cümlecikleri hecelere ayırarak söyleyiniz
- KOR-KUNÇ YAĞ-MUR
- MUT-LU ÇO-CUK-LAR
- KIR-MI-ZI KA-RAN-FİL
- DUR-GUN A-KAR-SU
- HA-Rİ-KA GÖK-KU-ŞA-ĞI
19- Karşılıklı konuşma pratiği
Karşılıklı konuşma pratiği
Her gün, ailenizden biri ya da bir arkadaşınızla seçtiğiniz bir konuda bir kaç dakika konuşunuz. Sizi dinleyen kişiden konu bulmasını isteyiniz veya kendiniz seçiniz. Bunun dışında yüksek sesle radyo veya kasette çalan bir şarkıya eşlik edebilirseniz size aynı zamanda huzur ve rahatlık verecektir.
20- Okuma pratiği
Okuma pratiği
Bir gazete başlığı, kısa bir yazı, hoşlandığınız bir şiir veya bir fıkrayı yüksek sesle okuyunuz. Ancak aşağıdaki önerileri dikkate alınız.
Daha önce yaptığınız egzersizlerdeki başarınız dahilinde, nefes almaksızın söyleyebileceğiniz kelime sayısını çalışınız, ve okuduğunuz metin içinde bölme işaretleri koyunuz. Eğer bir solukta iki veya üç kelimeyi anlaşılır şekilde söyleyebiliyorsanız aşağıdaki metindeki gibi bölmeler yapabilirsiniz:
“SABAHIN ERKEN SAATİYDİ. GÜNEŞ YENİ DOĞUYORDU. TEKNEDEKİ HERKES UYUYORDU. YALNIZ ESEN HANIM UYANMIŞ, ÇEVREDEKİ DOYUMSUZ GÜZELLİĞİ SEYREDİYORDU. GÜNEŞ, DENİZDE YIKANIP ÇIKAN ALTIN BİR KÜRE GİBİYDİ. PIRIL PIRIL IŞIKLARIYLA GECENİN KARANLIĞINI YOK ETMİŞTİ. ALTIN BİR GÜN BAŞLIYORDU. SULAR MASMAVİYDİ. TEKNE, ARKASINDA BEMBEYAZ KÖPÜKLER BIRAKARAK İLERLİYORDU.”
21- Teyp kullanmanın yararı
Teyp kullanmanın yararı
Konuşurken kendi sesinizi duyarsanız onu daha iyi hale getirme olanağınız olur. Bu bakımdan egzersiz pratiklerinizi, yani yüksek sesle yaptığınız okuma veya bir gazete resmini tarif etme şeklindeki çalışmalarınız sırasında bir teyp kullanarak sesinizi kaydederseniz size yararı olur. Daha sonra ses kayıtlarını dinlediğiniz zaman sesinizin anlaşılabilir olup olmadığını ve telaffuz, konuşma hızı ve ses gücü açısından düzeltmeniz gereken özellikleri değerlendirebilirsiniz. Teybe kayıt sırasında mikrofonu her seferinde ağzınızdan aynı mesafede tutmaya çalışınız. Sesinizi dinlerken cihazın sesini her seferinde aynı ayarda açmaya dikkat ediniz.
Konuşamayan hastalar için diğer iletişim yolları
Konuşmanın ağır derecede bozulduğu ve anlaşılamadığı, yazının okunamadığı durumlarda kullanılabilecek çeşitli iletişim yolları vardır. Bu konuda seçim, hastanın ihtiyacına ve yeteneğine göre değişir. Görme ya da anlama bozukluğu olması, okuma yazma bilmeme gibi durumlar bu alternatif iletişim yollarının kullanımını sınırlayabilir. Bu durumda iletişim bazı kartlar kullanılarak sağlanabilir:
- Alfabe kartı (hasta harfleri göstererek kelimeleri heceler).
- Kelime kartı (hasta yazılmış haldeki kelimeleri işaret eder).
- Resim kartı (hasta çeşitli resimleri işaret ederek iletişim kurar).
- Yukarıdakilerin tümünün birlikte kullanılması.
Bu kartlar hastanın gereksinimine uygun olacak şekilde hastanın yakınları tarafından hazırlanabilir. En iyisi basit bir kartla başlayıp sonra hastanın ve dinleyicinin kazandığı deneyime göre bunu geliştirmektir.
ÇEVRENİN UYGUN SEÇİMİ
Hastaların günlük yaşamlarının kolaylaşması ve çeşitli ev kazalarından korunabilmeleri için aşağıda bazı önerilere yer verilmiştir:
Özel çatal, bıçak, tabak, bardak kullanılması, elde kolayca tutulabilen ve kırılmayan malzemeden yapılanların tercih edilmesi
- Mümkünse kapı eşiklerinin kaldırılması
- Halı ve kaygan döşemeden sakınılması
- Hastanın sert ve dar bir yatağı ve kalkmaya yardımcı olacak bir tutunma yerinin olması
- Banyo ihtiyacı için emniyetli bir şekilde oturarak, duş altında yıkanmanın tercih edilmesi
- Lavaboda önüne iskemle konularak oturur şekilde el-yüz yıkanması
- Banyo ve tuvalette duvarlara tutunabilmek üzere özel kollar taktırılması
Siz de fikrinizi belirtin