Romatoid artrit nedir ?
Romatoid Artrit (RA) eklemlerde ağrı, tutukluk, şişlik ve fonksiyon kaybı yapan bir hastalıktır. Hastalık eklemlerin yanı sıra kemiklerde, akciğerlerde, deride, kalpte, kan damarları, vücudun birçok organında da bozukluğa yol açabilir. Kansızlık en sık rastlanan sistemik belirtisidir. Hastalık her yaş ve cinste görülmekle birlikte 20-45 yaş arası kadınlarda daha sık görülür. Hastalık kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha sık görülür ve daha ağır seyreder. Elli yaşından sonra her iki cinste eşit görülür. Çocuklarda görülen RA’in özellikleri erişkin yaşta görülen RA’den daha farklıdır.
Sebepleri nelerdir ? Korunmak mümkün müdür ?
RA in sebebi bugün için bilinmemektedir. Genetik faktörlerin kısmen rolü olduğu sanılmaktadır. Sebebi bilinmediğinden bugün için hastalıktan korunma söz konusu değildir.
Hastalığın belirtileri nelerdir ?
Romatoid Artrit Erken dönemde sabah tutukluğu, halsizlik, ve yorgunluk hastalığın ilk belirtisi olabilir. Ayrıca küçük eklemlerde ağrı, tutukluk ve şişlik olur. Belirtiler sabahları yataktan kalkınca daha belirgindir. Daha sonra eklemlerdeki ağrı, şişlik ve tutukluk daha belirginleşir ve kalıcı hale gelir. Hastalığın başlangıcından ortalama 2 yıl kadar sonra eklemlerde şekil bozuklulukları görülebilir. Bu şekil bozuklukları daha çok el, el bileği, ayak, ayak bileği ve diz eklemlerinde görülür. Hastalık ilerledikçe vücuttaki bütün eklemleri etkiler. Bunlara ilaveten kansızlık, kemik erimesi, depresyon ve anksiyete oldukça sık görülür. Ayrıca hastalığın tedavisi için kullanılan ilaçların yan etkileri de hasta için sorun oluşturabilir.
Teşhis nasıl konulur ?
Hastalığın başlangıç döneminde teşhis koymak oldukça güçtür. Başlangıçta kan tetkikleri ve röntgen bulguları normaldir. Hastalık belirli bir aşamaya geldikten sonra kan tetkikleri teşhise büyük ölçüde yardımcı olur. İlerlemiş, vakalarda röntgen, boyun omurlarındaki tutulmayı değerlendirmek için tomografi ve MR yardımcı olur. Kan ve idrar tetkikleri hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerini ve hastalığın seyrini izlemede yardımcı olabilir.
Tedavi nasıl olmalıdır ?
Romatoid Artrit RA’in kesin bir tedavisi yoktur. Ancak son 20-25 yılda RA tedavisinde büyük ilerlemeler olmuştur. Yeni geliştirilen tedavilerle hastaların şikayetlerinin azaltılmasına büyük ölçüde yardımcı olunmakta ve hastaların en azından büyük çoğunluğunun günlük yaşam aktivitelerini hemen hemen normale yakın olarak sürdürmeleri sağlanmaktadır. Hastalığın tedavisinde bir çok ilaç kullanılmaktadır. Her yıl yeni yeni ilaçlar kullanıma girmektedir.
Bu ilaçlar hastalığın belirtilerini ortadan kaldıranlar ve hastalığın seyrini değiştirenler olmak üzere iki gruba ayrılır. Birinci gruba steroid olmayan antiromatizmal-antienflamatuar ilaçlar, ikinci gruba yavaş etkili antiromatizmal ilaçlar adı verilir. Tedavisi zor ağır sakatlıklar bırakabilen bir hastalık olan romatoid artrit için, eklemlerde ortaya çıkabilecek hasarı en aza indirmek açısından yoğun bir tedavi gerekir. Kullanılan ilaçlar arasında steroit olmayan anti-enflamatuar ilaçlar, kortikosteroitler, yavaş etkili romatizma ilaçları ve düşük doz depresyon ilaçları (ağrıyı azaltmak, daha iyi uyuyabilmek için) sayılabilir. Ayrıca hastalığın sebep olduğu kansızlık, osteoporoz, depresyon, anksiyete gibi ikincil hastalıkları tedavi etmek için de ilaç kullanmak gerekir.
RA ciddi eklem ve eklem çevresi dokularda yıkım ile seyreden sakat bırakıcı bir hastalıktır. İlaç kullanmakla ağrılardan tamamen kurtulmak mümkün olmayabilir. Ancak ilaçlar sakatlık derecesini en aza indirirler, bu sebeple mutlaka ilaç kullanılmalıdır. İlaçları doktor onayı olmadan bırakmak veya değiştirmek RA li hastaların sık yaptıkları bir hatadır. RA li hastaların ilaç kullanmadan uzun süre rahat bir hayat sürdürmesi beklenemez. Tedavi yoluna gidilmediğinde, romatoit artritli hastaların yarısı altı yıl sonra yardımsız dolaşamaz duruma gelmekte, yirmi yıl sonra ise her on hastadan dokuzu aynı durumla karşılaşmaktadır. Ama erken tedavi hastalığın gidişini büyük ölçüde değiştirmektedir.
Tedavide gözetilen ana hedefler şunlardır:
Ağrının kesilmesi
İltihabın azaltılması
Fonksiyonların sürdürülmesi
Biçimsel bozuklukların önlenmesi (deformitelerin önlenmesi)
Eklem hasarının yüzde 90’ı romatoit artritin ilk yıllarında gelişir. Bu da tedavide gecikmemenin önemini açık biçimde ortaya koyar. Bazen tek bir antiromatizmal ilacın antienflamatuar dozlarda alınması tümüyle yeterli olur, ancak bu nadir bir durumdur ve genellikle ilave ilaçlara ihtiyaç duyulur. Bu ilaç grubu içinde hastalığın gidişini değiştiren romatizma ilaçları ve bağışıklık sistemi hücrelerini baskılayıcı ilaçlar yer alır. Bu ilaçların kullanımında iltihabın kontrol altına alınması hedefi gözetilir; etkilerini biraz daha uzun sürede göstermelerine karşın, bu ilaçlar sonuçta antienflamatuar-antiromatizmal ilaçlardan daha güçlüdür. Bu ilaçların etkileri 1-3 ayda başlar, etkisiz olduklarına karar vermek için ise daha uzun süre kullanmak gerekir.
Yavaş etkili antiromatizmal ilaçlar (hastalık seyrini değiştiren ilaçlar)
Bu grup ilaçlar uygun dozda ve yeterli sürede kullanılması şartıyla RA tedavisinde etkili ilaçlardır. Ama bazıları daha fazla yan etki riski taşır. Bu tür muhtemel tehlikeler sebebiyle en iyi sonucu ancak uyarılara tamamen uyarak, hastanın durumu dikkatle değerlendirilerek ve olumlu yada olumsuz her gelişme doktora bildirilerek elde edilebilir.
Methotrexate
Bu ilaç hızlı etkisi ve daha az yan etkileriyle iltihap giderici ilaçların en iyilerinden biridir. Alışılmış dozları bağışıklık sistemini hafifçe baskılayarak iltihabı azaltır. Düzelme bir ay içinde görülebilirse de bazen daha uzun sürer. Methotrexate ağız yoluyla yada enjeksiyon şeklinde haftada bir kez alınır. Yan etkileri arasında midede tahriş ve ağız içinde iltihaplanma sayılabilir. Pek az hastada akciğer iltihabı, kemik iliği sorunları ve ciddi karaciğer sorunları bildirilmiştir. Karaciğeri korumak için en iyisi metotreksat kullanırken alkol alınmamasıdır. Karaciğerin durumunu izlemek için dört-sekiz haftada bir karaciğer fonksiyon testleri yapılması önerilir. Birçok romatizma ilacı gibi sakat doğumlara yol açma riski nedeniyle hamilelikte kullanılmamalıdır. Birçok çalışmada her gün alınan folik asidin metotreksattan kaynaklanan yan etkileri azalttığı gösterilmiştir. Aslında kanser tedavisinde kullanılan bu ilaç RA tedavisinde haftada bir gün 7.5-25 mg dozlarında kullanılır.
Hidroksiklorokin, klorokin, (Sıtma ilaçları)
Klorokin yan etkilerinden dolayı eskisi kadar sık kullanılmıyor. Hidroksiklorokin sülfat en yaygın kullanılan yavaş etkili antiromatizmal ilaçlardan biridir. Romatoit artritlilerin yaklaşık üçte biri günde 200-400 miligramlık dozlarla üç-altı ay bu ilacı kullandıktan sonra fayda görmektedirler. Yan etkileri azdır. En ciddi risk, ender görülmekle birlikte göz retinasında gelişebilen hasardır. Göz hasarı alışılmış dozlarda sıra dışı bir gelişmedir; ama hekiminiz yılda iki kez göz muayenesine gitmenizi önerebilir. Ayrıca mide-bağırsak sorunları, deri bozuklukları da görülebilir.
Kortikosteroitler
Kortizon ve prednizolon içeren bu gruptaki ilaçlar, romatoit artritin yanı sıra bir çok romatizmal hastalıkda kullanılabilir. Uzun süreli steroit kullanımının en yaygın görülen yan etkisi kilo almadır. Çünkü bu ilaçlar iştah artırmaktadır. Fazladan kilo almayı önlemek için her gün tartılmalı, aşırı gıda tüketiminden kaçınılmalı ve egzersiz yapılmalıdır. Bazı hastalar da şişmanlamanın yanı sıra yuvarlak ve kızarık yüz, kan basıncında yükselme ve sıklıkla deride oluşan çürümeler gibi belirtiler de ortaya çıkar. Diğer yan etkiler arasında mide ülserleri, şeker hastalığı, yaraların geç kapanması, sivilce, kaslarda zayıflama ve katarakt yer alır. Osteoporoz riskini arttırdığından, kemik kaybını önlemek için tedbir alınmalıdır. Uzun süreli kortikosteroit tedavisi görüyorsanız böyle bir tedavi gördüğünüzü gösterir bir belgeyi yanınızda taşımanızda yarar vardır. Bir kaza durumunda, acil servis hekimleri size steroit verme gereğini duyabilirler.
Sülfasalazin
Ayrı ilaç gruplarından sülfamit ile salisilat arasında bir kombinasyon ürünü olan sülfasalazin, romatoit artrit tedavisinde yavaş etkili yeni bir ilaçtır. Hekimler bu ilacı genellikle günde iki gram olarak verirler ve etkisi yaklaşık dört haftada görülür. Bazen döküntü, baş ağrısı, bulantı, kusma, iştah kaybı, mide rahatsızlığı ve sperm sayısında düşme gibi yan etkiler gelişir. Sülfasalazinin yararının altın tuzları ve penisilaminle sağlanana benzer boyutlarda olduğu belirtilmektedir. Sülfasalazin kullanan hastalar kan sayımı yaptırmalıdır. Bu ilaç seronegatif adını verdiğimiz omurgayı tutan romatizmalarda da etkilidir.
Altın tuzları
Altın tedavisi, kaslara yapılacak haftalık iğneler yada günde iki kez yutulacak tabletler biçiminde olabilir. Altın kullananların üçte birinde yan etkiler gelişir. Bu yan etkiler arasında döküntü, ağızda iltihaplanma, idrarda protein, akyuvar ve alyuvarlarda azalma sayılabilir. Daha seyrek olarak kanda trombosit sayısı da düşebilir. Altın iğnesi ishale, ayrıca baş dönmesi ve bulantıya yol açabilir.
Minosiklin
Bu hafif etkili ilaç yalnız hafif romatoit artrit vakalarında kullanılır. Etkisini ne yoldan sağladığını henüz bilinmemektedir. Bu ilacı kullananların çok azında sersemleme olabilir.
Siklosporin
Bu ilaç bağışıklık sistemini baskılar ve iltihap belirtilerini ortadan kaldırır. Böbrek hasarına yol açabildiğinden, yalnız düşük dozlarda ve sıkı hekim gözetiminde kullanılmalıdır. Yapılan bir çalışmada, siklosporinin eklem hasarını öbür tedavilerden daha iyi yavaşlattığı saptanmıştır. Pahalı ve yan etkileri fazla bir ilaçtır.
Omega-3 yağ asitleri ve diyet
Sombalığı, ringa, uskumru gibi soğuk deniz balıklarında bol bulunan bu yağ asitleri romatoid artritli hastalara iyi gelmektedir. RA li hastalar diyetlerine dikkat etmeli kilo almaktan kaçınmalı lifli gıdalar almalıdırlar. Bu hastaların diyeti az yağlı, yeterli kalori, az tuzlu, alkolsüz, sigarasız, az şekerli ve bol lifli olarak özetlenebilir. Hastalığın seyri üzerine etkili ilaçların etkileri 1-3 ayda başlar. Etkisiz olduğunu söylemek için ise 3-6 ay beklemek gerekebilir. Bu ilaçların etkinliğinin yanında yan etkileri de takip edilmelidir.
Şişmiş eklemlerin boşaltılması ve bandajlanması, soğuk (buz) uygulamalar, eklemdeki iltihabı kısmen azaltarak ilaç tedavisine yardımcı olur. Ayrıca eklem içi kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Deformitelerden korumak eklem çevresindeki kasların egzersizle çalıştırılması, eklem deformitelerini önlemek için splintleri kullanması gerekebilir. İleri derecede tutulmuş ve fonksiyonunu kaybetmiş kalça ve diz eklemlerine protez takılması gerekir.
Siz de fikrinizi belirtin