PRP Tedavisi

PRP Nedir?

PRP, (Platelet Rich Plasma) platelet (trombosit, kan pulcuğu) yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidir. Bu uygulama bir kişiden alınan küçük miktardaki kanın özel bir tüpe konularak santrifüj işlemine tabi tutulduktan sonra bileşenlerine ayrıştırılması ve elde edilen az miktardaki “platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma”nın (PRP), yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesini temel alır.

Kanda eritrosit (alyuvar), lökosit (akyuvar) ve trombositler (plateletler, kan pulcukları) bulunmaktadır. 3 temel hücreden pıhtılaşma ve doku iyileşmesi ile ilgili olanlar trombositlerdir. Trombositlerin iyileştirici gücü yüksektir, içlerinde çok miktarda iyileştirici faktör vardır. PRP tedavisinde trombositler ayrılarak tedavisi planlanan bölgeye verilmektedir.

PRP nasıl elde edilir?

Hastanın 10 cc kanı alınır. Kan hücreleri ve plazmanın ayrıştırılması için özel tüplere konulur. Ardından özel bir makine ile santrifüj yapılır, kanın eritrositler ve lökositleri, trombositleri ve plazması ayrıştırılır.

Tüpün en altında eritrositler, hemen üzerinde çizgi şeklinde lökositler, onun üzerinde trombositten zengin plazma (PRP) ve trombositten fakir plazma, en üstte de hiçbir kan hücresi içermeyen  plazma oluşur.

10 cc kandan yaklaşık 3-4 cc kadar trombositten zengin plazma solüsyonu elde edilir.

Trombositlerin içinde bulunan büyüme faktörlerinin iyileştirici gücü yüksek olduğu için, çok çeşitli kas ve iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Solüsyon, içerisine yabancı maddeler katmadan hastanın vücuduna enjekte edilir.

PRP uygulamasında amaç nedir?

Plateletler (trombositler, kan pulcukları) vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gerekli olan “büyüme faktörlerini (FGF, PDGF, TGF, IGF, KGF, EGF, VEGF)” yapısında barındıran kan hücreleridir. Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır, PRP uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti dolayısıyla büyüme faktörlerini verebilmektir, böylece hasarlı dokunun onarımı hızlı ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır, çünkü PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden 2 ila 5 kat daha fazladır.

PRP nasıl etki eder?

Trombositler temelde kanın pıhtılaşmayı sağlayan elemanları olup içerisinde büyüme faktörleri ve bazı doğal koruyucu maddeler vardır. Trombositten zenginleştirilmiş plazma sıvısı doğal bir ilaç gibi etki gösterir. Yaralanmanın ve zedelenmenin iyileşmesini hızlandırır.

PRP tedavisi kimlere uygulanır?

Bu tedavinin uygulandığı hastalar, genç ve orta ve ileri yaşta olabilir. Ancak PRP ile ilgili çalışmaların çoğu genç aktif hastaları yani profesyonel sporcuları kapsamaktadır. PRP tedavisi genç ve orta yaş grubu hastalarda daha etkilidir. İleri yaş hastalarda kıkırdak sağlığı iyi ise PRP nin etkinliği artar.

PRP uygulaması nasıl yapılır?

Tedavi edilecek bölgeye göre 1-3 ml kadar, bir kez ya da belli aralıklarla 2-3 kez enjeksiyon yöntemi ile uygulanır. Bazen trombositten zengin plazma ile trombositten zengin olmayan plazma karıştırılabilir.

PRP hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?

Omuz eklemi (rotator cuff) yaralanmaları

Tenisçi dirseği (lateral epikondilit), golfçu dirseği (medial epikondilit)

Topuk dikeni (epin calcanei), ve plantar fasciitis (topuk ağrısı)

Kas problemleri (kas yırtıkları, zorlanmalar)

Diz bağ zorlanmaları

Dejeneratif eklem hastalıkları (diz, kalça, omuz, ayak bileği kireçlenmeleri)

Patellar tendinit

Ayak bileği burkulmaları

Aşil tendon yaralanmaları

Menüsküs yırtıkları

PRP nin diz ağrılarında kullanılması

PRP tedavisi hakkında en çok çalışılmış ve araştırma yapılmış eklem diz eklemidir. Özellikle diz osteoartritinde en önemli unsur, hastanın diz osteoartritinin (kireçlenmesinin) çok ilerlememiş olmasıdır. Kemikleri birbirinin üzerine oturmuş, eklem kıkırdağı ileri derecede aşınmış eklemlerde PRP çok önerilmez, ancak hasta ameliyat olamayacaksa son çare olarak diğer tedavilerle kombine edilerek denenebilir.

Birinci, ikinci ve üçüncü derece kireçlenmelerde, PRP tedavisi sıklıkla kullanılmaktadır. PRP tedavisi, diz kireçlenmesinde standart olarak üç kez uygulanmaktadır. Bu 3 kez uygulamanın arası genellikle 3-4 haftadır.

Hastanın 20 cc kadar kanı alınır. Bu iş için özel geliştirilmiş kitlere alınır. Özel bir makinada ayrıştırma işlemi uygulandıktan sonra trombosit solüsyonu elde edilir ve hastanın dizine uygulanır.

Omuz çevresi tendon ve kas yırtıkları tedavisinde PRP nin kullanılması

Omuz tendon yırtıkları, özellikle 40-45 yaşından sonra sıklıkla görülen problemlerdendir. Ama bazen daha erken yaşlarda da ortaya çıkabilir.

Spor yaralanmaları, mesleki zorlanmalar, duruş bozuklukları, travma ya da kırıklara bağlı olarak omuz çevresindeki tendonlar, ligamentler zedelenebilir. Yaş ilerledikçe risk artar. Tendonlarda özellikle ileri yaşlarda tam kopmalar da görülebilir. Tam kopmalarda veya ileri derecede olan kısmi kopmalarda cerrahi tamir yapılması gerekebilir. Ancak çoğu yaşlı hastada konzervatif davranılır. Tendon ve ligament hasarlarında PRP iyi bir tedavi alternatifidir, yine operasyon sonrası durumlarda da iyileşmeye önemli katkılarda bulunur. PRP tedavisi uygulanırken diğer tedavileri de gözden kaçırmamalıdır.

Tendon ve ligament hasarlarında 1 veya 2 seanslık tedavi çoğu hasta için yeterlidir.

Tenisçi dirseği tedavisinde PRP nin kullanılması

Tenisçi dirseği, aslında çok basit bir hastalık olmasına rağmen, inatçı olabilen ağrılarla karakterizedir. Ağrı bazen gerçekten şiddetli olabilir ve hastanın günlük hayatını etkileyebilir

Kortizon tedavisi tenisçi dirseğinde çok başarılıdır. Ancak kortizon enjeksiyonundan sonra neredeyse yüzde 50 oranında tekrarlama riski vardır. Tekrar kortizon yapmak yine etkili olabilir ancak nüksetme riski daha fazla yükselmektedir.

Bu yüzden son zamanlarda PRP tedavisi uygulanmaya başlanmıştır. PRP tedavisinden sonra sabırlı olması gerekir. PRP ilk yapıldığında kortizon enjeksiyonu gibi dramatik ve hızlı bir iyileşme sağlamaz. İyileşme yavaş ancak güvenlidir. Ancak sonuç hemen hemen yüzde 95 iyi olmaktadır. Kortizondan farkı ise nüksetme riskinin oldukça düşük ve yan etkisinin hiç olmamasıdır.

PRP nin yan etkileri var mıdır?

PRP’nin en önemli özelliği yan etkisinin olmamasıdır. Diğer bütün enjeksiyonlarda bir takım yan etkiler bulunmaktadır, ancak PRP tamamen doğal bir tedavidir, yan etkisi yoktur. Sadece yapıldıktan sonra birkaç saat süren geçici ağrılar olabilir.

Enjeksiyonun yanlış uygulanmasına bağlı bir takım yan etkiler olabilir. Enjeksiyon eklem dışına yapılırsa birkaç gün ağrı çekilebilir. PRP’ de kullanılan malzemeler özel malzemelerdir, fiyatları da oldukça yüksektir. Basit ve ucuz yöntemlerle PRP tedavisi uygulandığında, hasta hiçbir fayda görmeyebilir.

PRP başka nerelerde kullanılabilir?

PRP’ nin birçok kullanım alanı vardır. Cilt gençleştirme, saç dökülmesi gibi tıbbi estetik uygulamalarında, diş hekimliğinde, yara iyileştirilmesi gibi uygulamalarda kullanılır.

PRP’nin diğer tedavilerden farkı nedir?

PRP yönteminin en önemli özelliği doğal bir yöntem olmasıdır. Çünkü PRP kimyasal bir ilaç değildir, doğal olmayan maddelerden yapılmış bir şey değildir. PRP kişinin kendi kanından yapılan bir ilaçtır. Dolayısıyla hiçbir yan etkisi yoktur. En önemli özelliği iyileştirici bir tedavi olmasıdır.

PRP’ nin içerdiği trombositler ve onların da ekleme salgıladıkları bir takım iyileştirici hormonlar sayesinde, kıkırdakları iyileştirici etkisi vardır.

PRP, diğer yöntemlerden iyileştirici etkisiyle ayrılan ve etkisi çok daha uzun süren bir tedavidir.

PRP tedavisi esnasında nelere dikkat edilmelidir?

PRP yeni, etkili ve güvenli bir tedavi yöntemidir. PRP etkili bir yöntem olmakla birlikte tek başına yeterli olmayabilir. PRP ile birlikte hasta eklem veya tendonun dinlendirilmesi, kilo problemi varsa mutlaka bir zayıflama programı verilmesi gerekir.  Diz, kalça, bel gibi yük taşıyan eklemlerin problemlerinde kilo kontrolü olmadan hiçbir tedavi başarılı olamaz. PRP tedavisi esnasında antiromatizmal ilaçların kullanılması tedavinin etkinliğini azaltır. Antienflamatuar etkisi olmayan ağrı kesiciler kullanılabilir. Omega-3, curcumin gibi doğal antienflamatuarların kullanılmasında sakınca yoktur.