Romatizmal Hastalıklara Giriş
Romatizmal hastalıklar bütün dünyada, bütün topluluklarda en sık rastlanan, hayat kalitesini düşüren, çok fazla iş ve ekonomik kayba sebep olan hastalıklardır. Tedavideki birçok gelişmeye rağmen birçok romatizmal hastalık, hem hastalar hem de hekimler için önemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Romatizmal şikayetleri olan milyonlarca insan vardır. Bu hastalıklar tedavi edilmezse en basit hareketleri bile yapmak zorlaşabilir, işe gidilmeyen günler artar yada çalışmak tamamen imkansızlaşabilir. Romatizmal hastalıklar insanların günlük yaşantısını, işlerini, özel uğraşlarını, hobilerini, gezilerini, genel olarak yaşam kalitesini etkiler ve hatta nadir de olsa bazen ölüme bile sebep olabilir.
Romatizma kelimesi birçok hastalık durumunu ihtiva eder. Bir kısmı çok sık karşılaşılan, bir kısmı da çok nadir görülen 100 çeşidin üzerinde romatizmal hastalık vardır, ayrıca aslında romatizmal bir hastalık olmayıp kas iskelet sisteminde ağrı ve fonksiyon kaybı ile seyreden ve romatizmal hastalıklarla karıştırılan pek çok hastalık vardır.
İnsanların % 80’i hayatının bir döneminde bel ağrısı ile karşılaşır. % 40’ı boyun ağrısı, % 30’u omuz ağrısı ile karşılaşır. Romatoid artritin görülme sıklığı % 1-3, fibromiyaljinin % 2-3, ankilozan spondilitin % 0.1’dir. Osteoartrit ise en sık rastlanan eklem romatizması olup toplumun % 10’unda görülür. Yaş ilerledikçe osteoartritin oranı artar. Bunların dışında bölgesel ağrı ve/veya fonksiyon kısıtlılığı yapan bir çok yumuşak doku romatizması ve ağrılı sendrom vardır.
En sık rastlanan romatizmal şikayetler eklem dışı romatizmalardır. En yaygın görülen eklem romatizması ise osteoartrittir (kireçlenme). Osteoartrit yük taşıyan eklemlerin yaşlanma ve yozlaşmasına bağlı bir hastalıktır. Ensık görülen iltihaplı romatizma ise eklemlerde ağrı ve şişmeye yol açan romatoid artrittir. Romatoid artrit tedavi edilmezse sakatlıkla sonuçlanır hatta bazen tedaviye rağmen sakatlığa sebep olabilir. Bu hastalık vücuttaki küçük eklemleri iki taraflı olarak tutar. Diğer romatizmal hastalıklar ve ilişkili durumlar arasında fibromiyalji, bel, boyun ağrıları, miyofasial ağrılar, ankilozan spondilit, sedef artriti, bursit, tendinit, gut hastalığı sayılabilir. Bir çok romatizmal hastalık ve ağrılı durumda ağrıyla birlikte ruhsal ve fiziksel çökkünlük olabilir. Bazı romatizmal hastalıklar ise kalp, akciğer, böbrek yada gözlere zarar verebilir, ancak bu hastalıklar nadirdir. Romatizmal hastalıklar; hareketlilik, bağımsızlık, üretkenlik ve yaşama zevkini etkileyen hastalıklardır.
Romatizmal hastalıkların tedavisinin olmadığı ile ilgili yanlış bir inanış vardır, halbuki bu çok az sayıda romatizmal hastalık için geçerlidir. Günümüzde bir çok romatizmal hastalığın başarılı bir tedavisi vardır yada en azından hastaların semptomlarını iyileştirecek, hayat kalitelerini artıracak bir şeyler mutlaka vardır. Ne kadar istesek de romatizmayı yok edecek sihirli bir ilaç yoktur. İlaçlar yararlı olabilir; ama romatizmayla mücadelenin ilaçların dışında da başka birçok yolu vardır. Yürüyüşünüzü, hareketlerinizi ve evde yada çalışma ortamındaki işleri yapma biçiminizi, duruşunuzu değiştirebilir, bir egzersiz programına başlayabilir yada daha iyi bir beslenme düzeninize geçebilirsiniz. Fizik tedavi ve kaplıcalar bazı hastalarda uzun süreli iyilik sağlar.
Romatizmayla mücadele etmek için mutlaka tıbbi yardım alınmalıdır, bunun dışında aile desteği, çevresel düzenlemeler gerekebilir. Alacağınız tıbbi desteğin sağlam ve güvenilir olması gerekir. Kullanılan ilaçların yan etkileri rahatsız edici olabilir. Bu sebeple romatizmal hastalıkların tedavisinde ilaçların yanı sıra, ilaç dışı yöntemler (fizik tedavi, kaplıca, egzersiz, cerrahi tedavi) büyük önem kazanır. Beslenme, egzersiz ve yürüyüş proğramları, duruş eğitimi ve ergonomik önlemler bazı romatizmal hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde oldukça işe yararlar.
ROMATİZMAL HASTALIK NEDİR?
Romatizmal hastalıklar hareket sistemini etkileyen, ağrı ve fonksiyonel kayıpla sonuçlanan; sonuç olarak insanların hareketliliğini, bağımsızlığını, üretkenliğini etkileyen bir grup hastalıktır. Bu hastalıklar çok nadiren ölüme sebep olurlar, yaşama kalitesi üzerindeki olumsuz etkileri ise çok belirgindir. Bu hastalıklar kasları, eklemleri, diskleri, tendonları, bağları, eklem kapsüllerini ve diğer yumuşak dokuları etkileyen hastalıklardır. Siyatik nevralji, karpal tünel senromu gibi bazı romatizmal hastalıklarda ise hastalıktan çok hastalığın sebep olduğu sinir sıkışmaları hastayı hekime götürür. Bu grup hastalıklara lokomotor sistem hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları, bazılarına da kollagen doku hastalıkları adı verilir. Kollagen doku hastalıkları daha ağır seyreden ve vücudun diğer sistemlerini de etkileyen hastalıklardır. Romatizmal hastalıkların birçok çeşidi vardır. Her çeşit ayrı bir tedavi gerektirir. Dahası, her insan farklı olduğundan, bir hastada işe yarayan bir tedavi bir başka hastada işe yaramayabilir.
Bu tür hastalardan bazılarının beslenme düzenini, çalışma ve duruş alışkanlıklarını değiştirmesi gerekirken, bazılarının daha sık dinlenmesi ve ara sıra ilaç kullanması yeterli olabilir. Bazı romatizmal hastalıklarda ise ileride ortaya çıkabilecek sakatlığı önlemek için kortizonlu ilaçlar, sitotoksik ilaçlar gibi diğer güçlü ilaçların kullanılması gerekir. Başka tedavi yaklaşımlarının söz konusu olabileceği romatizmal hastalıklar da vardır. Bir çok eklem dışı romatizmada ve omurga ağrılarında ise ehil ellerde yapılacak enjeksiyonlar oldukça iyi sonuçlar verirler.
Kemik uçlarında tampon görevi gören ve kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen kıkırdak adlı süngerimsi ve kaygan madde, eklemlerin düzgün biçimde çalışmasını sağlar. Eklem kapsülünün içini döşeyen sinoviya zarı da eklem hareketine yardımcı yapılardan biridir. Bu zar eklem yüzeylerinin kayganlığını sağlayan bir sıvı salgılar. Bu salgı aynı zamanda eklem kıkırdağının beslenmesini sağlar. Eklem kapsülü ve bağlar eklem bütünlüğünü sağlayan oluşumlardır. Eklemin yüzey şekli ve çevresindeki kaslar da eklem bütünlüğüne katkıda bulunurlar.
Eklem yapılarında aşırı kullanıma bağlı aşınma, yıpranma ya da yozlaşma görüldüğünde eklemlerle ilgili sorunlar başlar. Sinovial zar iltihaplanabilir ve ardından komşu kıkırdak, bağ dokusu ve kirişlerde zorlanma ya da kopmalar olabilir. Eklemi oluşturan kemiklerde aşınmalar, deformasyonlar ve yeni kemik oluşumları olabilir. Bu sorunların hemen hepsinin yaygın biçimde bilinen ortak adı romatizmadır. Romatizmanın eklemi ilgilendiren tipleri artrit adı altında toplanır ve eklem iltihabı anlamına gelir. Eklem çevresinde duyulan ağrının her zaman artritten kaynaklanmayacağını bilmek önemlidir. Eklem bölgesinde ve eklem çevresinde ağrı ve fonksiyon kaybına yol açan başka romatizmal hastalıklar da vardır. Romatizmal hastalıkların yarısından çoğu eklem dışı kaynaklıdır.
Bütün romatizmal hastalıklar arasında en yaygın olanları osteoartrit (kireçlenme) ve romatoit artrittir. İnsanlar genellikle bu iki hastalığı birbirine karıştırır. Bunun sebebi büyük ölçüde, eskilerin romatizma diye yakındıkları ağrılardan bir çoğunun aslında osteoartrit olmasından kaynaklanır. Osteoartrit çok daha yaygındır; ama tedavisi romatoit artrit kadar zor değildir ve hayatı da onun kadar etkilemez. Ayrıca boyun, bel, omuz, kalça, diz, bacak gibi bölgesel ağrı sendromları ve yumuşak doku romatizmaları hastaları en çok doktora götüren yakınmalardır. Bu hastalıklar aynı zamanda iş kaybı ve ekonomik kayıplarında en önemli sebeplerindendir.
Bazı romatizma tipleri eklemleri etkiler. Başka birçok bir çok romatizmal hastalık ise kaslar, kirişler ve eklemi destekleyen bağlar gibi eklem dışı yapıları hasara uğratarak ya da eklemlerde aşınmayı ve sürtünmeyi önleyen destekler olarak fonksiyon gören bursaların şişmesine yol açarak eklemleri dolaylı yoldan etkiler. Bu romatizmal hastalıkların bazıları doğrudan eklemde iltihaplanmaya yol açmadığından, kelime anlamıyla artrit değildir; ama sonuçta hepsi çeşitli biçimlerde eklemi etkilediklerinden artritler başlığı altında da toplanırlar. Halk arasında romatizma denince ilk akla gelen ve en yaygın tip olan osteoartrit ise temelde iltihaplı bir hastalık değildir. Bu hastalığın sebebi eklemlerdeki yaşlanma, yıpranma ve yozlaşmalardır.
Daha az görülen ancak çok daha ağır sonuçları olan romatoid artrit ise temel olarak eklem sinoviasından başlar ve eklemin bütün elamanlarını etkiler. Ankilozan spondilit ise omurga ve sakroiliak eklemleri etkileyen, ilerleyici hareket kısıtlılığı ile seyreden bir hastalıktır. Romatoid artritte belirgin ve şiddetli bir iltihap, ankilozan spondilitte orta derece bir iltihap söz konusudur. Osteoartrit ise bir yıpranma ve yozlaşma hastalığıdır.
ROMATİZMAL HASTALIKLAR KİMLERDE GÖRÜLÜR ?
Ne yazık ki romatizmal hastalıklar herkeste ve her yaşta görülebilir. Birçok ülkede yüksek tansiyondan sonra en yaygın hastalık romatizmal hastalıklardır. Nüfusun yaşlanmasına, daha hareketsiz yaşamaya, insanların gittikçe daha kilolu olmalarına, stres ve tekrarlayan uygunsuz hareketlere bağlı olarak romatizmalı hasta sayısında gittikçe artış olmaktadır. Tıpta sağlanan gelişmeler, beslenme ve çalışma şartlarının iyileşmesi sayesinde artık çok daha uzun yaşıyoruz. Büyük salgın hastalıklar, savaşlar, ağır çalışma koşulları gibi olumsuzlukların ortadan kalkması insan ömrünü uzatıyor bu da daha fazla insanın romatizmal hastalığa yakalanması anlamına geliyor. Ayrıca konforun artması ağrıları insanlar için daha önemli bir sorun haline getirmektedir. Yine; oturarak çalışma, bilgisayar ve tv karşısında geçen saatler, uzun süren yolculuklar, ağırlık kaldırma, aşırı kilo vs.. eklemlere daha fazla yük binmesine sebep olmaktadır.
Hemen farkına varılmasa bile, 40 yaşına giren her 10 kişiden yaklaşık 9’unun vücut yükünü taşıyan eklemlerinde, büyük ihtimalle diz, kalça, omurga eklemlerinde, osteoartrit (kireçlenme) gelişir. Ancak bunların bir kısmında ağrı oluşturacak kadar belirgin osteoartrit vardır çoğunda ise ağrı yoktur.
Romatoit artritin ise yaşı yoktur; bir tipi küçük çocuklarda bile görülür. Ama asıl 20-50 yaşlarında yaygındır. Kadınlarda daha sık görülür.
Gut, ankilozan spondilit, reiter, lupus ve polimiyalji gibi diğer romatizmal hastalıklar çok daha seyrek görülürse de, bunların bazılarında önemli artışlar olmuştur. Tıbbi bilgilenmede artmadan dolayı eskiden teşhis edilemeyen bir çok romatizmal hastalık bugün teşhis edilmektedir.
Hem osteoartrit (OA), hem de romatoit artrit (RA) eklemlerde ağrı ve şişmeye yol açar. Romatoit artritteki iltihap ya da şişme, osteoartritteki şişmeden çok daha şiddetlidir. Osteoartritteki ağrı ve fonksiyon kaybı, kıkırdak ve bazen de kemik yıkımından ve yeni kemik oluşumlarından kaynaklanır. Romatoid artrit ise sinovial zardan başlar ve bütün eklemi etkiler. Ağrı biçiminde ortaya çıkan rahatsızlık, eklem hareketlerini sınırlar.
Ağrıdan dolayı eklemlerin yeterince çalışmaması, eklem çevresindeki kasları zayıflatır ve eklemi iyice sertleştirir. Osteoartrit; yaşam süresini tehdit etmez, ama uygun biçimde tedavi edilmezse, hareket yeteneğini sınırlayıp yaşam biçimini değiştirebilir ve bu gelişmeler çok moral bozucu olabilir, hastalarda ruhsal ve bedensel bir çökkünlük olabilir. Neyse ki, tedaviyle hastalığın seyri büyük ölçüde değiştirilebilir. Romatoit artrit; kalıcı hasarlardan kaçınmak için hemen tedavi edilmesi gereken daha tehlikeli bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde eklemleri ve hatta vücudun başka bölgelerini hasara uğratmakla kalmaz, ciddi ek sorunlara (komplikasyonlara) yol açar. Normal koşullarda vücudu koruyan ve zorlu hastalıkları savuşturmaya yardım eden bağışıklık sistemi, bu hastalıkta eklemlere karşı saldırıya geçer, eklemi döşeyen sinovial dokuda şişme ve kalınlaşmaya yol açar. Kıkırdak ve kemik yıkıma uğrayabilir. Hasta kendini çok kötü hissedebilir. İştah kaybolur, vücudun her yanı ağrır, ateş yükselir ve sürekli halsizlik hissedilir. Romatoid artrit her yaşta ve kadınlarda, osteoartrit 40 yaşından sonra her iki cinste, ankilozan spondilit ise daha çok genç erkeklerde görülür. Yumuşak doku romatizmaları ise 20 yaşından sonra her iki cinste görülür.
Siz de fikrinizi belirtin