Omurganın Yapısı ve Fonksiyonları
Omurga; omurlardan, omurların arasında bulunan disklerden ve omurlarlarla diskleri bir arada tutan bağlar ve diğer yumuşak dokulardan oluşmuştur. Omurga, hem ileri derecede sabit ve sağlam, hem de hareketli olması gereken bir organdır. Bu esneklik, omur (vertebra) adı verilen çok sayıda küçük parçanın bir araya gelmesi ile sağlanabilmiştir. İnsanda toplam omur sayısı 33’dür. 7 boyun (servikal), 12 sırt (dorsal) ve 5 bel (lomber) omuru toplam 24 omur, omurganın hareketli bölümünü oluşturur. Omurlar arasında 23 adet disk adı verilen kıkırdaksı-fibröz oluşum vardır. Bel ve boyun bölgesi omurganın en hareketli bölgeleridir. Bu sebeple artroz (kireçlenme), disk hastalığı gibi yıpranma ve yozlaşmaya bağlı hastalıklar en çok bu bölgelerde görülür.
Omur (vertebra)
Omurlar, omurganın asıl taşıyıcı elemanlarıdır. Her bir omur, bir gövde bölümü ve içinden omuriliğin geçtiği bir halkadan oluşur. Omur gövdesi basık bir silindir şeklindedir ve çok güçlü bir kemik yapısına sahiptir. Ancak yine de düşme yada kazalarda kırılabilir. Özellikle de osteoporoz (kemik zayıflığı) adı verilen kemik kitlesinin azaldığı durumlarda yüksekliği azalır ve kırılma riski artar. Omurlardaki kırıklar, kaymalar yada kireçlenmeler omurilik yada ondan çıkan sinirleri sıkıştırabilir.
Disk (omurlar arası yastıkçıklar)
Omurların gövde kısımlarını birbirleri ile çok sıkı bir şekilde birleştiren diskler; elastik, kolayca şekil alabilen, basınca dayanıklı elemanlardır. Disk, kapsüle benzetebileceğimiz bir dış zar ile sarılıdır (anulus fibrozis). İçini ise, jel benzeri bir madde ( nükleus pulpozus ) oluşturur. Diskler vertebral son plaklar (diskin omurla birleştiği tabaka) vasıtasıyla kemikle birleşir.
Disklerin beslenmesi, subkondral (diskin hemen altındaki) kemikten vertebral son plaklardaki porlar (delikçikler) yoluyla sızan sıvılarla olur. Sıvı, dik duran insanda basınçla gün içinde dışarıya çıkar. Buna bağlı olarak, sabah ve akşam saatleri arasında 1-2 santimlik bir boy farkı oluşur. Sabahları dinlenip kalkan insanın boyu daha uzundur. Bu sıvı değişimi, diskin beslenmesini sağlayan tek yoldur. Diskin beslenmesinin en iyi yolu yatak istirahatidir.
Diskin en sık rastlanan sorunu, disk içindeki materyalin diskin zarlarını balonlaştırarak sinirleri sıkıştırması, hatta daha da ilerleyip dış zarların yırtılması ile içeriğinin dışarı çıkarak çevre dokuya, özellikle de sinirler üzerine baskı yapmasıdır (buna bel fıtığı adı verilir). Ayrıca, disk, yıllar içinde niteliğini yitirerek kırılganlaşır, yüksekliği azalır. Disk yüksekliğinde azalma bir yaşlılık hastalığıdır, ve genellikle omur kireçlenmesi (spondiloz) ile birliktedir.
Omurlar arası faset eklemler
Omurlar önde diskle arkada iki adet faset eklemi ile birbirleriyle bağlantı yaparlar. Faset eklemlerde, kireçlenme adı verilen eklem aşınmaları oluşabilir ya da iltihabi romatizmalarda iltihap meydana gelebilir. Ayrıca, bu eklemlerde doğuştan varolan bazı yapısal bozukluklar da olabilir. Bu durumlarda da hasta bel, sırt yada boyun ağrısı hisseder. Hareketleri de kısıtlanabilir. Faset eklemlerden kaynaklanan ağrılar genellikle 40 yaşından sonra görülür ve belde hissedilir. Ağrılar öne eğilmekle azalır, arkaya doğru eğilmekle ve merdiven çıkarken artar.
Kaslar
Sırtımızda, kalça kemiklerinden enseye kadar, omurganın her iki yanı boyunca güçlü bir kas dokusu vardır. Yine önde leğen kemiği ile göğüs kafesi arasında, kemik desteğinden mahrum bölgede de, karın kasları yer alır. Bunlar da, tıpkı sırt kasları gibi, ancak çok daha ince bir tabaka halinde bir hasır örgüsü görünümündedirler. Karın içi organlarını yerinde tutma görevinin yanısıra, solunum için de gereklidirler. Karın kasları bel bölgesinin öne eğilmesini sağlarlar ve yana eğilmeye yardımcı olurlar.
Dik duruşta dengenin korunabilmesi için, omurga düz bir sopa gibi değil, öne ve arkaya doğru bir “S” harfine benzer kıvrımlar yaparak durur. Bu eğriliklere, omurganın doğal eğrilikleri denir ve omurgayı zedelenmelerden korur. Bel bölgesindeki eğriliğin artması, yani belin çukurlaşması arka grup eklemleri, belin düzleşmesi ise diskler üzerine binen yükü artırır.
Bağlar
Kaslar ve kemiklerin yanı sıra, hareket sisteminin önemli bir elemanı da bağlardır. Kaslar, kasılmaları ile hareketi sağlarlar. Kemikler ise sert ve dayanıklı yapıları ile kendisinden destek alınan oluşumlardır. Ancak, bunları birleştiren oluşumlara da gerek vardır. Bağlar, kasların sağladığı hareketi frenlemeye ve harekete sınır koymaya yarayan oluşumlardır. Omurga gibi çok hareketli bir yapıyı bir arada tutmaya, buna karşın yeterli hareket açıklığının da kalmasına imkan sağlarlar. Omurganın başlıca üç önemli bağı vardır. Omurların hemen önünde kalın ön uzun bağ, omur gövdesinin arkasında omuriliğin hemen önünde daha ince arka uzun bağ ve omuriliğin arkasında sarı bağ oldukça önem taşırlar. Omurlar arasında birçok bağ daha vardır.
Ancak, aşırı zorlanmaları, sürekli gergin kalmaları, ve kireçlenmeleri omurga ağrılarının önemli sebeplerinden biri olmalarına yol açarlar. Ayrıca, iltihapları, aşınmaları ve zorlanmaları; yırtılmalarına ve kopmalarına sebep olabilir.
Omurganın görevleri
Omurga hem ayakta durmamızı, hem esnekliğimizi sağlar. Omurga iç organlarımızın asıldığı bir askı ipi gibi işlev görür. Omurga aynı zamanda beynin bir uzantısı olan omuriliğin taşıyıcısı ve koruyucusudur.
Leave A Comment