Ağrı Nedir ?

Ağrı, kişinin günlük yaşamındaki faaliyet ve aktivitelerini kısıtlayansıkıntı veren bir duyudur. Genellikle, vücudunuzda yolunda gitmeyen birşeyler olduğu konusunda insanları uyarır. Ağrının yaygın şekilde kabul edilmiş tanımı Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği tarafından geliştirilmiştir: "Ağrı, gerçek veya potansiyel bir doku hasarından kaynaklanan veya bu şekilde tanımlanan, hoş olmayan bir duyu ve
duygusal bir tecrübedir.

Ağrı hafif, bölgesel, yaygın veya şiddetli olabilir. Ağrı akut (kısa süreli), veya kronik (uzun süreli) olabilir. Akut ağrı insanlar için koruyucu
bir işleve sahiptir; ağrı, bize bedensel hasardan veya zarar verme potansiyeli bulunan durumlardan uzak durmamızı öğretir ve iyileşme döneminde sakatlanan vücut parçasını korur.

Ağrı sık görülen bir durumdur ve bazen günlük rutinimizi olumsuz yönde etkiler. Tedavi edilmeyen veya yanlış tedavi edilen ağrı,
kronikleşebilir. Ağrı aslında bir semptomdur, kronik ağrı ise bir hastalıktır. Kronik ağrının genellikle doku hasarı ile ilişkisi yoktur. Kronik tedavi edilmesi zor genellikle ekip çalışması gerektiren bir durumdur. İnsanların en az %88 i ağrı ile karşılaşır.

Niçin ağrı duyarız?

Ağrı, insana acı veren bir histir ve bazı insanlar ağrıyı gidermek için her çareye başvurmaktadır. Ancak, ağrı duyusu olmasaydı, tekrarlayan sakatlanmalardan veya vücudumuzda kalıcı hasar oluşmasından kaçınamazdık. Ağrı, bizi sakatlanmalara karşı uyaran ve böylelikle vücudumuzu korumamızı sağlayan bir savunma mekanizmasıdır.

Ağrıya bulantı, kusma, baş dönmesi, uykusuzluk, isteksizlik vehalsizlik gibi diğer fiziksel şikayetler da eşlik edebilir. Ağrı hissedildiğinde genellikle ilk verilen tepki hareket etmeyi kesmektir. Birçok insan ağrının dinlenmeyle iyileşeceği kanısındadır ancak aslında orta düzey hareket iyileşmeyi hızlandırabilir.

Ağrının tanımlanması ve tedavisi ?

Ağrı, vücudumuza daha fazla zarar vermemizi önleyen bir uyarı sistemidir. Bununla birlikte, vücudumuzda hissettiğimiz ağrı günlük aktivitelerimizi gerçekleştirmemizi güçleştirip, hareket kabiliyetimizi azaltır. Ağrı yaşam tarzımızı olumsuz etkiler, yaşama sevincimizi kaybettirir, harekete engel olur, iştahımızı keser. Ağrı daima kişiye özeldir ve her insanın ağrı eşiği farklıdır. Herkesin ağrı eşiği farklıdır. Depresyon, uykusuzluk, yorgunluk, mutsuz olma, ekonomik ve sosyal problemler, hormonal durumlar ağrı eşiğini değiştirir.

Genellikle aniden ortaya çıkan akut ağrı, vücudunuzun zarar gördüğüne dair bir işaret niteliğindedir. Sakatlanma iyileştiğinde ağrının ortadan kalkması gerekir. Akut ağrıdan daha uzun sürek kronik ağrı bazen tedaviye direnç gösterir. Kronik ağrı genellikle uzun süreli bir hastalıkla ilişkilidir. Akut ağrının aksine, fonksiyon bozukluğu veya kolayca
geçmeyen hastalıklarla bağlantılıdır.

Kişinin ağrı hissetmesinde rol oynayan tüm faktörler ve bunların çok sayıda nedeninden ötürü, çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Bir tedaviye başlamadan önce, ağrının nedenini ve en iyi şekilde nasıl giderilebileceğini öğrenmek faydalı olabilir. Eğer karşılaştığınız ağrı süregelen ve bildiğiniz bir ağrı değilse ağrınızı geçirmeden önce doktorunuzla görüşün.

Kaslardan kaynaklanan ağrılar, omurga sorunlar, baş ağrıları, eklem ağrıları, duruş bozukluğuna bağlı ağrılar, mesleki ve sportif zorlanmalara bağlı ağrılar en sık görülen ve genellikle başarılı bir şekilde tedavi ettiğimiz
ağrılardır. Dolaşım sistemindeki daralma ve tıkanmalar sonucu iç organlarda oluşan oksijen eksikliğine bağlı ağrılar ilgili uzmanlar tarafından tedavi edilmelidir. Yine kansere bağlı ağrılar yaygındır ve tedavileri zordur.

Nosisepsiyon

Çevresel bir alanda örneğin deride oluşan yangısal bir süreçle birlikte olan ve ağrılı uyaranların merkezi sinir sistemine taşınması, ağrıyla ilgili üst merkezlerde algılanması ve bu uyarana karşı olan tepkilerin ortaya konulması olayının bütünüdür. Oysa ağrı, nosiseptif sistemlerle ilişkili veya merkezi sinir sistemi kaynaklı, organizmada rahatsızlık, kaçınma hissi ile birlikte olan hoşa gitmeyen bir duyumdur.
Yani ağrı nosisepsiyon denen fizyolojik algı-tepki zinciri içinde yalnızca hissedilen duyumdur. Ağrı anlık bir ağrılı bir uyarana karşı kısa süreli olabildiği gibi dirençliyada kronik nitelikte olabilir. Dirençli ağrılar nosiseptif veya nöropatik orijinli olabilir.

Nosiseptif ağrı, doku zedelenmesi sonucu deri üzerinde bulunan nosiseptörlerin uyarılması sonucu ortaya çıkar ve sıklıkla yangı buna eşlik eder.

Nöropatik ağrılar, doğrudan çevresel veya merkezi sinir sisteminde sinirlerin zedelenmesi ile oluşur. Nöropatik ağrılar yanıcı yada kısa süreli, batıcı karakterdedir. Tedavileri oldukça zor ve karmaşıktır. Psikojenik ağrı, doku hasarı yoktur. Ağrı kontrol sistemlerinde bir sorun vardır.