Reaktif Artritler

Tanım ve klinik bulgular
Reaktif artrit bir enfeksiyonu takiben genellikle 1-4 hafta sonra ortaya çıkan akut eklem enflamasyonudur (yangılanma). Reaktif artritte eklemde mikrobik etken bulunmaz. Reaktif artrit oluş mekanizması kesin olarak bilinmemekle beraberbağışıklık sistemindeki bir sapmanın hastalığın gelişiminde rolü olduğu sanılmaktadır.

Eklem iltihabı (artrit) : Akut, asimetrik, enflamatuar oligoartrit şeklindedir. Genellikle 3 eklem tutulumu vardır. Başlangıçta alt taraf eklemleri tutulurken (en sık diz ikinci sıklıkta ayak bileği), üst taraf ve omurga tutulumu daha sonra tabloya eklenir. Bel ve sırt ağrısı olur. Parmakların tutulumu olabilir ve sosis parmağı gelişebilir. Ankilozan spondilitten farklı olarak tek taraflı sakroileit görülebilir. Tendonların, ligamentlerin kemiğe yapışma yerlerinde inflamasyon gelişmesi (entesopati) bir diğer bulgudur. Artrit genellikle 3-5 ay sürer. Hastaların % 80′i bir yıl içinde düzelir. Ancak bazen 5 yıl içinde tekrarlamalar görülebilir .

Eklemdışı bulgular : Üretral akıntı, circinate balanitis, ağız içi yaralar, keratoderma gibi deri ve mukoza belirtileri görülür. Yersinia etken ise eritema nodozum, kardiak tutulum, göz inflamasyonu (konjoktivit, üveit), servisit veya üretrit görülebilecek belli başlı eklem dışı bulgulardır. Hastalığın görünümüne; hafif ateş, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, sabah tutukluğu eşlik edebilir.

Reaktif artritte, klinik seyir ve prognoz değişkendir. Kendini sınırlayan bir oligoartritten, nadirde olsa ölümle sonuçlanmaya kadar gidebilen bir hastlıkoluşma biçimi gösterir. Reaktif artritli hastalar tedavi edilirken kısa sürede cevap beklenmemelidir. Düzelme genelliikle 2-3 aydan önce olmaz. Reaktif artritte on yıla kadar varan süre içinde tekrarlar görülebilir. Tekrarların görülme sıklığı % 15-60 arasında değişmektedir. Ürogenital sistem enfeksiyonu sonrası gelişen reaktif artitlerde nüks oranı daha yüksektir.

Komplikasyon olarak ankilozan spondilit gelişebilir. İlerleyici iridosiklit sonucu göz içi kanama, optik nöropati, aort yetmezliği, periferik nöropati ve amiloidozis görülebilir. Keratodermili hastalar nadiren fatal seyir olabilir.

Sebepleri nelerdir ?
Bir çok mikroorganizma reaktif artrite sebep olabilmekte ve listeye zamanla yenileri eklenmektedir. Özellikle barsak ve üriner-cinsel organ enfeksiyonlarında rol oynayan mikroorganizmalar reaktif artrite yol açmaktadır. Hastaların dörtte birinde olayı tetikleyen mikroorganizma bilinmemektedir.

Kimlerde görülür ?
Reaktif artrit en sık olarak 30 lu yaşlarda görülür ve erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre 5-10 kat fazladır. Erkeklerde özellikle cinsel yolla bulaşan hastalık sonrası gelişme daha sıktır.

Hastalığa sebep olan mikroorganizmanın türü de ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir. Örneğin; Kuzey Avrupa ülkelerinde Yersinia türleri etken olarak önemli iken İngiltere ve Amerika’da nadiren reaktif artritten sorumlu olmaktadır.

Teşhis
Özel bir teşhis bulgusu olmayıp hafif bir sedimantasyon artışı, erken dönemde CRP artışı vardır, anemi görülebilir. Eklem sıvısında hastalığın oluşumunda rol oynayan etkene ait antijenler tespit edilebilir. Bazı hastalarda geçirilmiş enfeksiyona ait laboratuar sonuçları saptanabilir. Ig A artışı olabilir. Cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon sonrası yada dizanteri sonrası görülen reaktif artritlerin % 60-90′ında HLA-B27 pozitifliği mevcuttur. HLA-B27 pozitifliği tanıyı destekleyen bir bulgudur. Romatoid faktör (RF) ve ANA negatiftir, C3, C4 seviyesi yükselir. Radyolojik olarak asimetrik, sakroileit ve vertebralarda atlayıcı sindesmofitler görülebilir.

Enfeksiyöz artrit ve rektif artrit tanımını yapmak önemlidir. Akut romatizmal ateş ile karışabilir. Sedef artriti ayırıcı tanıda düşünülecek bir diğer hastalıktır.

Tedavisi
Reaktif artritin tedavisinde,

* Tutulan eklemin korunması (aşırı kullanımdan kaçınma),
* Fonksiyonunun sağlanması (kas atrofisini önlemek için izometrik egzersizler)
* Enflamasyonun baskılanması (antiromatizmal-antienflamatuvar ilaçlar) gerekir.

Belirtiler şiddetli ve antiromatizmal ilaçlara cevap alınamıyorsa eklem içi kortizon enjeksiyonları kullanılabilir. Aspirin tedavisi genellikle yüksek dozlarda bile iyi sonuç vermez. Örneğin akut romatizmal ateşte aspirin tedavisi başarıyla kullanılabilirken post-streptokoksik reaktif artritte aspirin tedavisi ile başarısızlık söz konusudur. Eklem dışı bulguların görüldüğü ağır seyirli aktif reaktif artrit hastlarında immünosüpresif ilaçlar (metotreksat, azotiyopirin, sulfasalazin) kullanılabilir . Metotreksat özellikle deri ve mukoza tutulumlu hastalarda fayda sağlar. Haftada 7.5-15 mg dozunda kullanılır. Ancak HIV enfeksiyonu varlığında kullanılmaz. Azotiyopirin günde 1-2 mg/kg olarak kullanılır. Etkisi 4-8 hafta sonra ortaya çıkar.

Antibiyotiklerin tedavideki yeri henüz açıklığa kavuşmamıştır. Antibiyotik tedavisinin doksisiklin, florokinolon ve TMP-SMZ faydası postveneral artritte tekrarların azalması şeklinde gösterilmiştir. Sonuç alınabilmesi doksisiklinin uzun süre kullanımı ile mümkün olabilmektedir .